Son Zamanlarda İzlediklerim...

Son zamanlarda benden haber almak ne kadar da zor oldu dimi?! Evet bende sizler gibi düşünüyorum. Çok uzun zamandır bloga yazmadığımın farkındayım. Yazmak için bir dürtü gerekiyor. O yazıyı yazmayı istemelisin. Bu arada neler neler yaptım geniş bir özet yazayım size :)

İzledim: Bu boşlukta birçok dizi izledim, izliyorum. Hali hazırda güncel olarak takip ettiğim ve bölümleri yada sezonları gelir gelmez izlediğim yapımları 'İzleme Listem' sayfasından görebilirsiniz. Bloga yazmadığım süre içerisinde izlediklerim ise..

Kore:


Pride & Prejudice dizisini izledim. Çok beğendim ve heyecanla izlettirdi. Choi Jin-hyuk aslında bu dizi öncesine kadar pek de beğendiğim bir oyuncu değildi. Ama sanırım oyunculuğunu ve karizmasını konuşturacak bir yapım henüz karşısına çıkmamıştı. O yüzden Pride & Prejudice dizisinde savcı rolüyle 'Sulanılacak Koreli Aktöreler' listemde zirveye doğru epey basamak tırmandı kendisi. İzlerken izlettirdi yani. Oyunculuğu ve karakteri yansıtmasını, konunun içine çekişini beğendim. Gizem, dedektiflik, savcı ve hukuk teması içerisinde izleyen konuları seviyorsanız, mutlaka şans vermelisiniz ;)


Empress Ki diğer bitirdiğim dizi. Ben tarihi kore dizilerini severim. Ama konu ve oyuncu faktörü çok önemli tabii ki. Twitterda ve forumlarda dizi hakkında övücü yorumları görünce diziye şans vermek istedim. Ve bunun gayet yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum. Zaten Ha Ji-Won'un oyunculuğunu severim. Dizide canlandırdığı Seung-Nyang karakteri de ona çok uymuş. İmparotiçe olduğu kader yolu iki kral ile kesişince.. ve bu yolda aşk ve intikam ateşi arasında kalınca... neler oluyor onu izliyorsunuz. Bazen eğlenceli, dönem dizisi olduğundan bol entrikalı ve Ji Chang-Wook tarafindan canlandırılan Çin İmparatoru karakteri ile gayet de eğlenceli. Dizinin ana mesajı nedir derseniz eğer; AŞK uğruna intikamdan vazgeçebilseydiniz, feda edeceğiniz AŞK için neler yapardınız. Özetle bu sanırım. İzleyin beğeneceksiniz. Ağlamayacağınızı garanti etmiyorum. Garanti olan tek şey Ji Chang-Wook hayranı olacaksınız :D


My Spring Days geçen hafta bitirdiğim bir kore dizisi. Diziyi yeppuda da görünce izlemeye karar vermiştim. Tanıtımına bakınca da geçen sene Fated to Love You dizisinin finalinde sürekli tanıtımı dönen dizi olduğunu anladım. Ve bir şans vermeye karar verdim. İlk sekiz bölümü -çok kötü bir google traslate- çevirisi ile yeppuda dan izledim. Sonra merakımı cezbedince de kalan bölümleri orjinal dilde ingilizce alt yazılı izledim. Konusu kabaca şöyle; genç yaşında kalp hastası olan bir genç kız kalp nakli olur. Ve bir adam da iki çocuğuyla eşinin ölümü ardından yalnız kalmıştır. Ve siz deyin kader biz diyelim nakledilen organ bu iki insanı bir araya getirir. Karakterler arasındaki kimyayı beğendiğim için izlemeye devam ettim. Çifler arasında accayip bir yaş farkı olduğunu söylemeliyim. Dizi boyunca karakterlerin yaşından hiç bahsedilmiyor. Sadece bir sahnede kız ile adamın arasında 18 yaş fark olduğunu öğreniyoruz. Ama dizi boyunca yaş tahmini diyaloglarından çıkardığım, adamın 40 yaşından genç olduğu ve kızın da 20 li yaşlarının başında olduğu. Dizi eğlenceli ve bir noktadan sonra dramaya yönleniyor. Fena bir dizi değil. Ben beğendim. Tavsiye eder misin derseniz eğer hmmm bilemiyorum herkesin zevkine pek uyacak gibi değil. 


Daisy: Evet.. evet.. kore camiasında bu efsanevi filmi izlememiş insan bulmak epey zordur. Haricimin içinde yıllardır! izle beni.. izle beni dercesine duran bu filmi sonunda izledim. Ve açıkça söylüyorum zor bitirdim. Ve yine dürüstçe yazıyorum beğenmedim! Sanırım bu filmden sonra izlediğim onlarca abartırsak yüzlerce kaliteli filmden sonra içi boş bir film gibi geldi. Olan polise oldu o kadar yani. Yani filmin finaline baktığımızda ne gerçekten sevildi ne de gerçekten sevdi.. Yani kadının sevdiği o değildi ve adamın sevdiği kadın da gerçek değildi. Bana pek mantıksız geldi ve ben her zaman dediğim gibi saçma olsa bile mutlu sonları seviyorum. Haricimin içinde boşalan bir yer haricinde benim için pek anlam ifade eden bir film olmadı. Yine de 'bu film benim hayatımın filmi yaaee' diyenleri tenzih ederim. Zevk meselesi işte ;)

Hindistan:

Evet evet doğru okuyorsunuz.. Hint sineması son zamanlarda sizin de gördüğünüz üzere aşırılacak film konuları ve şarkılarıyla adeta bir cennet. Eğer gerçekten ne aradığınızı bilirseniz çok kaliteli yapımlar bulacağınız garantidir. 


Ram-Leela: Hindistan tasviriyle bir Romeo & Juliet hikayesi.. Renkleriyle, konusuyla, şarkılarıyla, danslarıyla, oyuncularıyla, senaryosuyla.. tam anlamıyla bir görsel şölen! Konuyu sizde biliyorsunuz aslında; İkisi de çok sevdiler ve ikisi de en sevdikleri için mücadele ettiler... Hatta şöyle diyebilirim MUTLAKA İZLEYİN!  Ara ara hala müzik videolarını açıp izliyorum. Çok sevdim ve tekrar tekrar izleyebileceğim bir film olarak arşivimde yerini aldı ;) 


Lunchbox: Birkaç yerde ve blogda film hakkında 'çok güzeldi' temalı birkaç yorum okudum. Özeti ve fragmanını okuduğumda pek ilgi çekici gelmese de yine de izledim. Benim şahsi yorumum 'çok güzeldi' olmazdı.. hmmm 'iyi' sanırım yeterli olacaktır. Her seferinde üzerini çizermişim gibi oluyor ama -zevk meselesi- diye yine belirteyim. Karışan yemek kutuları ve tesadüfen tanışan bir çift. Aralarında -aşk- vardı diyemiyorum çünkü yoktu bence. Hayatından fazlasıyla bunalmış, taktir görmeyen, eşi tarafından ihmal edilen bir kadın ve hayatın monotonluğu arasında kaybolup gitmiş bir adamın hikayesi. Kadın hazırladığı birbirinden leziz yemeklerle adamın monoton hayatını baharatlarla renklendirirken, kadının hayatı da bulduğu yenilikle yepyeni bir canlılık kazanmıştı. Filmin verdiği ve benim de çok hoşuma giden mesaj; 'Elalem ne der!' diye düşünmekten mutluluğu unutur olduk.. İşte tüm hikaye bunun etrafında dönüp gidiyor.. Tavsiye konusuna gelince.. Tek düze ve sakin sakin ilerleyen bir film. Temposuz ilerliyor ve arada -pause- tuşuna basıp işlerinize bakınca aklınız filmde kalmıyor. Sanırım yeterince açıklayıcı olmuştur ;)


Khoobsurat: Filmi izlemenizi tavsiye etmek yada etmemek arasında kararsız kaldım. Zira sizlerin de Fawad Khan hayranı olarak potansiyel bir rakibe olmanızı istemiyorum :D hihi Film modern zamanda Hindistan'da geçen bir peri masalı hikayesi. Disney tarafından desteklendiğini ve gayet iyi izlenme oranları elde ettiğini söylememe gerek yok sanırım. Çok hoş bir havası ve insanı mutlu eden bir konusu var. Dedim ya bir Disney yapımı. Bir prens, kıpır kıpır bir kadın karakter ve bir adet de peri masalımız var ;) Kaliteli bir alt yazıyla izlemek çok zor. Benim gördüğüm kadarıyla senkron sıkıntısı çoğu yerde mevcut. Eğer düzgün bir alt yazı ile izlemek isterseniz sizleri http://indiasia.boards.net forumuna bekliyorum ^^ 


Daawat-e-Ishq: Yine çok severek ve beğenerek izlediğim bir Hint filmi daha :) Konusuna hafifçe değinirsem; Hindistan'da geleneklere göre evlenirken kız tarafı erkek tarafına başlık parası verir. Hint hükümeti kanunlarla bunun önüne geçmek için çabalamaktadır. Kızımız da paraya ihtiyacı olduğundan zengin bir adam bulup -sözde- başlık parası istemesini sağlayacak dava açarak para kazanacaktır. Lakin hesapta olmayan bir durum söz konusudur: ağına düşürdüğü adam pek bir umarsız, yakışıklı, eğlenceli ve karizmatik olan bu adama aşık olacaktır :P Konusu çok güzel ve eğlenceli şekilde ilerliyor. Sıkılmanız söz konusu bile olamaz ;) Ve yine sizleri harika bir çeviriyle hazırlanmış olarak izlemeniz için http://indiasia.boards.net adresine bekliyorum ;) Pişman olmayacaksınız..

Benim son zamanlarda izlediğim yapımlar bunlar. Bunlar haricinde güncel olarak takip ettiğim birçok dizi var. Hint olsun Kore olsun ve tabiki olmazlardan Amerikan yapımları olsun sıkı bir şekilde takip ediyorum ^^ 

Benden haberler bu kadar :P Görünen o ki boş zamanlarımın tamamını pc karşısında dizi-film izlemeye ayırıyorum. Neyse en azından sanal olarak da olsa mutluyum :/


Sevgiler
Previous
Next Post »
Thanks for your comment